BİZ BÖYLE YETİŞTİK!

Eyvah hem de nasıl eyvah, sanki mezarlık parselleniyor gibi Cennet parsellenmeye başladı…
1949-1950 de köyüm olan Ulu Köyde İlkokulu bitirdim…
İlkokul 4 ve 5 sınıflarında okurken babam elimden tutar önce Cuma namazlarına götürürdü camiye alıştıktan sonra fırsat buldukça diğer vakit namazlarına da giderdim…
Okul bittikten sonra ben ve benim yaşımda olanlarca çocuk Dini dersler almak için camide toplanırdık adeta bir okulda camide oluşurdu, o yıllarda Uluborlulu “ Kulaksız “ lakaplı derin bir hoca vardı bu hocanın yetiştirdiği yüzlerce hocadan biriside bizim Ulu köy camisinde imamlık yapardı biz çocuklarda onun talebesiydik…
Yumurta çalmak hırsızlık mı?
Hoca önce bize ahlaktan hırsızlıktan bahsederdi ben bir gün “ hocama bir soru sordum hocam hep hırsızlıktan bahsediyorsunuz, yumurta çalmak hırsızlık mı dedim, hoca bana kimin yumurtasını diye sordu bende kendi yumurtamızı çalar bakkala gider ipte çizili şekerlerden alıp yiyorum dedim”…
Hocanın bana ve diğer öğrencilere cevabı” hırsızlık yumurtadan başlar ister kendi yumurtanız olsun ister başka birisinin olsun hırsızlıklar böyle ufak işlerle başlar bu ister yumurta olsun ister başka bir şey olsun bunu bir daha asla yapmayın demişti” hırsızlıkla ilgili hocamın söylediği o sözü bugün hala kulaklarımda duyar gibi oluyorum…
Cami imamları maaşlı değildi:
O günün cami imamları maaşlı hoca değildi, Köy ihtiyar heyeti tarafından her yıl hoca hakkı buğdayla belirlenirdi, belirlenen bu hocanın hakkı harman zamanı buğdayla ödenirdi…
Cami imamı Cuma hutbelerinde tamamen kurandan ayetler okurdu, hatta biz talebelerine de tamamen kuranı ve dinimizi öğretirlerdi; haramdan helaldan bahsederlerdi bugüne baktığımızda bazı din cambazları çıkmış orta yere (cami hocalarımızı tenzih ederim) internet sitelerinde görsel olarak 9 yaşındaki kız çocuğu evlenirmiş, yok ananısın bacısının açık bir yerini görürseniz şehvetiniz uyanır gibi, hatta dinimizi siyasete bile alet etmeye başladılar yok şu partiye oy verirseniz cennete gidersiniz, sizlere sorgu sual sorulmaz gibi sabuk subuk laflar (dinimizi aşağılayıcı) Kuranda olmayan sözlerle dinimizle alay etmeye başladıklarını görüyoruz bıktık artık bu gibi safsata sözlerden…
Dinimiz din cambazlarının eline mi kalıyor?
Diyanet işleri yetkilileri bunları görmüyor mu? Duymuyor mu? bu hoca kılıklı din cambazlarına şunu neden sormuyor, sizlerin bu söyledikleriniz Kuranın hangi ayetinde var neden demiyor?…
Anlayanlar anlamıştır anlamayanlara lafım yok…
23.Haziran.2019
HOCA DOĞRU SÖYLEMİŞ HİLMİ AĞABEY
Elbetteki gençken küçükken yaptığıın bu olumsuzlukları aslında cami vaazlarında din görevlileri gençlere hitaben anlatmaları gerekir.Doğru kendi kümesinizden de habersiz aldığın her şey hırsızlığa neden olur.Ben çocukken evimizde babamın ilerde yiyelim diye evimizin aşağı katındaki tavana saplarıyla astıkları AYVA lardan çaldım demeyeyim de habersiz çok koparıp yedim.Dedemden kalan konak mahallesindeki bahçemizin yanı başında rahmetli Osman Tüysüz amcanın bahçesindeki çatır elma vardı o ağaçtan çok yedim.Tabi habersiz …Onlarda akrabamızdı ama elmaları bizim bahçede yoktu şimdi oğllundan helallık istesem verir mi bilmem?Bir gün beni ağaçta eşiyle birlikte yakaladı.Tanıdığı için bana sadece “dallarını kırma amcam” dedi.Ben mahçupca bu elmadan bizim yok diye koşarak bahçemize kaçtım..
Elbette her kimin malı olursa olsun HABERSİZ ALMAK HIRSIZLIKTIR .Ve insanı kötüye sürükler…Biliyormusun Hilmi ağabey 5-6 yaşındayken annem boşandığında annemle kaldığımda beni eve kitler pazara gittiğinde onun içtiği 3.cü isimli sigarasından habersizce bir tane alır içer camdan dumanını savururdum .Bir gün annem yakaladı ve ilk dayağını o zaman yemiştim. Sonra o merak babamın evinde de oldu.Karşımızda oturan Şadiye teyzenin oğlu Mehmet abi pencereden baban geliyor diye haber etti ben beni korkutuyor diye aldırmamıştım ve yakalanmıştım…İşte bu meraklar insanı alıştırıyor ve böylece bu alışkanlığa başlamıştım ki çok şükür 2000 yılından bu güne içmiyorum.
Diyeceğim habersiz ne alırsan hırsızlık ve haram olduğunu yeni nesile anlatmak gerek.