“HAYRET ETMİYOR MUYUZ? AKLIMIZIN 1400 YILDIR REHİN OLUŞUNA !” – 2
“HAYRET ETMİYOR MUYUZ? AKLIMIZIN 1400 YILDIR REHİN OLUŞUNA !” – 2
“Ey insan kendini aldatma. Kendini aldatan herkesi aldatır. Kendini aldatan hiç kimseyi aldatmasa da en büyük aldatıcıdır. Niye? Sen kendini aldatmışsın!..” (Düşünür)
“Hakikat ağırdır. Onun için yüreğimize lök gibi oturur.” (Düşünür)
İşte bir hakikat; bir tarafta uzay keşifleri, humanoid robatlar, mikrobotlar, nono robotlar, diğer tarafta tekbirler eşliğinde vitrin mankeni kafası kesen mücahitler (Afganistan’da). Bu fark nedir? Özgürlük farkı! Özgürlüğün olmadığı yerde din olmaz. Özgürlüğün olmadığı yerdeki din Allah’ın dini değildir, o din en güçlü hizbin, klanın, kabile zihniyetinin dinidir ve aynı zamanda bir korku dini, dini faşizmdir….
Yüreğimizdeki-kalbimizdeki en güzel yeri/duygularımızı dine tahsis ederiz. Ancak kalbin ağzında bir akıl süzgeci yoksa, din adına her şeyi sorgulamadan, düşünmeden, akletmeden içine atıyorsa yani akleden bir kalp değil ise, o en güzel yeri/duyguları çok kolay istismar edilir de ruhu duymaz. Müslümanların çoğunun durumu böyle değil mi? Onun için bu en güzel duygularımızı akıl ile yönetmeli ve korumalıyız. İstismar etmelerine müsaade etmemeliyiz. İnsanlığa inmiş, insanlığın barış projesi olan bu dini; mezhepleri, tarikatları, cemaatleri, partileri, imamları, liderleri, şeyhleri, gavsları vs. için kullanmalarına, istismar etmelerine, kendi sınırlarını, ilkeleri, ölçüleri ve menfaatlerini din diye dayatmalarına, kabul ettirmelerine, bizi aldatmalarına asla müsaade etmemeliyiz…
Dinde “hakikat diye bir derdimiz” (Düşünür) olmasın mı? Dinde hakikati arayacağımız tek ve yegane kaynak Kur’an’dır. Kur’an’ın en yaygın anlamı ANLAŞILARAK çok okunan metin demektir. Maalesef sorun, en yaygın uygulaması ANLAŞILMADAN çok okunan metin haline getirilmesi. Bu da Müslümanların bine bölünmesi ve paramparça olmasının hem en önemli sebebi hem de bir sonucudur!…
Kur’an; dinde tek rehber, tek klavuz, tek doğrudur (Bakara-2, 185, 257, İsra-9, Ankebut-69, İbrahim 1, Ahzap 43, Hadid 9, Talak 11, Maide. 16). Yani dini konuların doğruluğu Kur’an’dan teyit edilir veya doğruluğunu Kur’an’dan alırlar. Kur’an tabiri caizse klavuz olarak kullandığımız harita gibi bize yol gösterir. Ama bir 1400 küsur sene önceki harita var. Bir de bugünün canlı navigasyonu. Hangisini tercih edersiniz? Mesela topoğrafik haritaları doğru olarak kullanmak, hedefinize tam olarak isabet ettirmek istiyorsanız önce haritayı o yıla güncellemek zorundasınız. Çünkü her sene meydana gelen bir manyetik sapma açısı oluşmaktadır. Bu nedenle haritanın alt köşesindeki imal edildiği yıl, sapma açısı bilgileri ve kullanıldığı yıl farkı hesap edilerek meridyen çizgileri güncellenir ve ondan sonra doğru-isabetli kullanılabilir.
Yani demem o ki Kur’an’ı anlamak için: Bir Düşünür!ün dediği gibi “Kur’an lafzı sabit ancak manası, maksadı her zaman canlıdır.” O’nun meal ve tefsirlerindeki canlılığını; elbette akıl olmadan, derin derin düşünmeden, emek vermeden, akletmeden, ilim ve vahiy olmadan, Allah bu ayette ne demek istemiş, Allah’ın maksadı neymiş, muradı neymiş demeden, düşünmeden, sorgulamadan, yılların sapma açısını tespit etmeden, bu zamana izdüşümünü ve yorumunuzu güncellemeden gereği gibi anlayamazsınız….
Hayırlı Cumalar, Selam, Saygı ve Sevgilerimle… 27.05.2022
Kaynak: Youtube’den Siretü’l Kur’an 44. Ders Karia Suresi, Bir “Şimdi ve Buraya Mahkum Olma!” Dersi